Kabuklu Yedim!

Kabuklu Yedim!

Merhaba, ben Sevda. 28 yaşındayım, 1.65 boyunda, ince belli, geniş popolu ve kavun büyüklüğünde göğüslerim var. Kendimi çok güzel bulmasam da erkeklerin bakışlarından beni beğendiklerinin farkındayım. 4 yıl önce şimdiki kocamla evlendim ve beni Almanya'ya götürdü. Evlenmeden önce başka bir erkekle olmadım, hatta öpüşmedim bile. Almanya'da hayatımız gayet güzel gidiyordu, 4 yılda Almancayı bile iyi derecede öğrenmiştim.

Ben biraz utangaç biri olduğumdan, sekste kocamın farklı isteklerini yerine getirmekte zorlanıyordum, ama yine de elimden geldiğince yapıyordum. Mesela kocamın yarağını yalamak ve ona götten vermek gibi. Son zamanlarda ise kocam benimle pørnø izlemek istiyor, ama ben untandığımdan dolayı kabul etmiyordum. Bu konuda hep tartışıyorduk. Kocam, "Bunlar sadece filmden ibaret, izleyince ne zararı olacak ki?" falan diye ısrar ediyordu. Sonunda beni ikna etti ve birlikte pørnø izlemeye başladık. Her hafta sonu başka bir film, başka bir konu izliyorduk. İlkin çok tuhafıma gidiyordu, ama sonradan hoşuma gitmeye başladı. Filmlerde de olsa başka insanların nasıl sikiştiklerini görmek, farklı boylarda, farklı kalınlıklarda yarakları görmek çok ilginçti...

Film izlerken kocamın bana, "Bu yarak nasıl? Bu erkek nasıl sikiyor? Bu am nasıl? Bu göt nasıl?" gibi şeyler sorması beni daha çok utandırıyordu ve cevap dahi veremiyordum. Kocam ise, "Utanma, sadece konuşuyoruz, kötü bir şey yapmıyoruz!" diyor ve benim utangaçlığımı gidermek istiyordu. Zamanla ben de açılmıştım, film izlerken artık ben de, "Bu yarak bir harika, erkek de çok yakışıklı, güzel sikiyor, kadının amı güzelmiş..." falan diyebiliyordum. Böyle konuşmam kocamın hoşuna gidiyor, azmasına ve sikinin kalkmasına neden oluyor, hemen beni yatırıp sikiyordu. Fakat filmlerde erkeklerin çok dayanıyor olması ve kadınları uzun süre sikmeleri dikkatimi çekmişti. Kocamın beni sikmesi en fazla birkaç dakika sürüyordu. Filmlerdeki kadınların sikilmekten haşatı çıkarken, ben kocamın sikmesiyle tatmin bile olamıyordum ve utandığımdan bunu kocama söylemiyordum. Kocam işe gittiği zaman ben evde film koyup izleyerek kendimi parmaklıyordum...

Bir gün kocam, "Sevda, benim iki hafta iznim var, bir karavan kiralayıp bir göl kenarında kamp yapalım mı?" dedi. Ben de zaten evde sıkılmıştım, "Tamam, olur!" dedim. İnternetten kiralık bir karavan buldu, fiyatta anlaştı. Kocamın son iş gününden sonra gidip karavanı aldık, eşyalarımızı yerleştirip yola çıktık. Yaklaşık dört saatlik yolculuktan sonra vardık. Bir ormanın tam ortasında kocaman bir göl. İnsan gerçekten orda yaşamak ister, manzarasıyla ve tertemiz havasıyla tam anlamıyla muhteşem bir yer...

Kampın girişindeki ofiste kayıt yaptırdık. Ofisteki görevlinin biri bize kalacağımız yeri gösterdi ve karavanı oraya park ettik. Diğer karavanlardaki insanları görünce ben şok oldum. Kadınların ve erkeklerin hepsi çıplaktı. Kocama, "Ne yaptın sen, nereye getirdin beni, çıplaklar kampı mı burası?" dedim. O da, "Hayatım ne olacak, herkeste olandan bizde de var. Hem bak hiç kimse başkasına bakıp taciz etmiyor!" dedi. Gerçekten de öyleydi, herkes çıplaktı ve taciz eden yoktu. Rahatlamıştım, ama ben nasıl bunlar gibi çıplak dolaşacağım diye düşünüyor, yapabilir miyim diye kendi kendime strese giriyordum. Kocam da, "Alışınca çok hoşuna gidecek..." gibisinden bana cesaret veriyordu. Kocamın rahatlığına bakılırsa eminim ki kendisi daha önce böyle yerlere çok gelmişti.

Kocam karavanda soyunup siki önünde sallanarak dışarı çıktı ve "Sevda, soyun ve gel, nasıl bir özgürlük olduğunu gör, kendini bir kuş gibi hafif hissedeceksin!" dedi. Ama ben utanıyordum ve cesaret edemiyordum, hatta sinirden ağlayacaktım. Kocamın ısrarı ile ben de soyundum ve utana sıkıla dışarı çıktım. Kimse kimseyi taciz etmiyordu, fakat amımın kılsız olması birilerinin bana bakmasına neden oluyordu. Havanın sıcak olmasından dolayı etrafta fazla insan yoktu, ama ortalıkta dolaşan kadınların ve erkeklerin önleri orman gibi kıllıydı...

Akşam yemeği için birşeyler hazırladık. Güneş batmak üzereyken hava biraz serinlemiş, herkes karavandan çıkıp dolaşmaya başlamıştı. Çeşit çeşit insanlar vardı. Kadınların kıllı amlarından ziyade erkeklerin yaraklarının kabuklu olması dikkatimi çekmişti. Yalan söylemeye gerek yok, küçük yaraklı erkekler de vardı, ama bazı yarakların inik hali kocamınkinin kalkık halinden daha büyüktü. Bu iş hoşuma gitmeye başlamıştı, farklı farklı yarakları görmek beni mutlu ediyordu. Kocam, "İyi ki gelmişiz buraya değil mi?" dediğinde, "Evet, çok güzelmiş burası!" dedim.

Dışarıya, karavanın önündeki bahçe gibi kısma masamızı kurup yemeğimizi yerken kocam rakısını yudumluyordu. Açık havada bir saat içinde nerdeyse şişenin yarısını içmişti. Kocamın pek fazla içmediğini biliyorum, içkiye dayanıksızdı, evde içerken hemen sarhoş olur yatardı. Nitekim şimdi de çabucak sarhoş oldu. Ben de sarhoşluğundan istifade edip ağzından laf almak için kocamı konuşturdum biraz. Kocam geçen sene mesai arkadaşlarıyla işyerinin düzenlediği moral ve motivasyon kampına gitmişti. Yani bana öyle anlatmıştı. Ama şimdi sarhoş olunca, arkadaşlarıyla gittikleri o kampın burası olduğunu itiraf etti. Onunla da kalmadı, burada Alman kadınları nasıl siktiğini bile anlattı. Yani kocam beni burada Alman kadınlarla aldatmıştı. Sinirden ve öfkeden kuduruyordum. İçimden kocama küfürler ediyor, bunun intikamını almam gerektiğini düşünüyordum...

Kocam sızıp uyuklamaya başlayınca zar zor içeri götürüp yatağa yatırdım. Çok sinirliydim, sakinleşmek için biraz yürüyüş yapmaya karar verdim. Kapıyı kapatıp kamp alanında gezinmeye başladım. Gözlerim sadece yaraklara odaklanmıştı sanki. Değişik değişik yarakları görünce içim bir tuhaf oluyordu. Herkes gibi ben de çıplaktım ve çıplak gezmeye alışık olmadığımdan bana çok acaip geliyordu, ama adapte olmam pek fazla sürmedi...

Gölün etrafında yürüyüşe çıktığımda, benim gibi yürüyüş yapan bir kadınla iki erkek gördüm, bana bakıyorlardı. Onlara gülümsediğimde, "Hallo!" diye selam verdiler, ben de, "Hallo!" dedim. Kadın benim Alman olmadığımı anlamıştı, nereli olduğumu sordu. Ben Türk olduğumu söylediğimde bir tuhaf karşıladılar. Adam, "Türkler böyle yerlere gelmez sanıyordum?" dedi. Ben de, "Kocam çok gelmiş, ben ilk defa geliyorum!" dedim. O arada gözüm adamın yarağına kaydı ve sanki içimde bir alev oluştu. Ne kadar güzel bir yaraktı o öyle. Hem kalın, hemde büyükçe bir yarak, ama kabukluydu ve yarağının başını göremiyordum. Sonra öbür erkeğin yarağına baktım, hemen hemen aynı gibiydi, ama onun yaşı biraz gençti, tahminen yaşı 19 falan vardı.

Kendilerini tanıttılar. Adamın adı Franz, genç olanınki Fabiyo, kadının adı da Monika imiş. Meğersem Fabiyo Franz'ın ilk evliliğinden oğluymuş. Yani Monika Fabiyo'nun üvey annesiymiş. Baba oğul ikisinin de güzel vücutları ve kalınca yarakları vardı. Monika'nın da vücudu çok güzeldi, fakat amı oldukça kıllıydı. Ayak üstü sohbet ederken, Monika eski kocasının Mehmet isminde bir Türk olduğunu anlattığında şaşırmıştım. Kadın yeni kocasının yanında hiç çekinmeden eski kocasını anlatıyordu. Biraz konuştuktan sonra birşeyler içmek için beni karavanlarına davet ettiler. Ben de kocama kızgın olduğum için kabul ettim ve gittik. Zaten bizim karavanın pek uzağında değilmiş karavanları.

Karavanlarının ön tarafındaki küçük masanın etrafına oturduk. Bir yanıma Franz, diğer yanıma Fabiyo oturmuştu, Monika karşımdaydı. Masanın küçük oluşu nedeniyle sohbet ederken bacaklarımızın birbirine temas etmesi bana heyecan veriyordu ve her fırsatta onların yaraklarını görmeye çalışıyordum. Konu konuyu açtı, Monika eski kocasıyla olan seks anılarını anlatmaya başladı. O anlatırken beni bir heyecan kaplamıştı. Meğer heyecanlanan sadece ben değilmişim, Franz'ın yarağının da hareketlendiğini gördüm, o koca yarak gittikçe daha da büyüyordu. Adam karısının seks maceralarını dinlerken sertleşmiş yarağını sıvazlamaya başlamıştı. Birden hiç beklemediğim bir şey yaptı ve elimi tutup yarağına götürdü. Ne yapacağımı bilmeden donup kalmıştım. Franz elimi yarağında yukarı aşağı hareket ettirip elini çekti. Ben hem Monika'yı dinliyor, hem de Monika'ya çaktırmamaya çalışarak masa altından kocasının yarağını sıvazlıyordum.

Sonra beni asıl şok eden olayı fark ettim, Monika da oğlanın yarağını sıvazlıyordu. O sırada Franz elini amıma attı, parmağını amımın dudakları arasında gezdirip, gülümseyerek, "Islanmışsın!" dedi. Utancımdan yerin dibine girecektim, fakat adamın yarağını sıvazlamayı da bırakamıyordum. Beni ter basmıştı, önüme koymuş oldukları içkiyi bir dikişte içtim ve bir daha istedim. İkinci bardağı da içince biraz rahatlamıştım ve utangaçlığım az da olsa kaybolmuştu. Monika üvey oğlunun dudaklarına bir öpücük kondurdu, sonra bana bakıp gülümseyerek, "Karavana geçelim mi?" diye sordu. Ben de fırsat bu fırsat diye düşünüp, "Evet!" dedim.

Karavana geçtik. Franz hemen dudaklarıma yumuldu. Çok nazik öpüyordu ve dilini öylesine güzel kullanıyordu ki, ben çoktan yelkenleri indirmiştim ve kendimi adamın kollarına bırakmıştım. Monika da üvey oğluyla öpüşüp yiyişiyordu. Franz beni küçük yatağa yatırdı ve dudaklarımdan öperek aşağılara indi. Memelerimi de öpüp yaladıktan sonra amıma geldi. Dilini önce amımın üstünde dolaştırarak içime soktu. Diliyle beni sikerken ben zevkten haykırmamak için zorlanıyordum. Bu nasıl bir duyguydu böyle, bu kadar mı zevk alınır diye düşünürken orgazm olup adamın ağzına amımın sularını akıtıyordum...

Franz abartısız yarım saat amımı yalayıp diliyle siktikten sonra doğruldu ve kocaman yarağını ağzıma getirdi. Hiç tereddüt etmeden önce yalamaya, sonra da ağzıma alıp somurmaya başladım. Franz zevk alıyor, başımı tutarak ağzımı sikiyor, zevkten inliyordu. Bir süre sonra yarağını ağzımdan çıkardı ve yatağa oturup, "Gel kucağıma otur!" dedi. Ben de bacaklarımı ayırıp kucağına geçtim. Yarağını tutup amıma sokup oturdum. Bu nasıl bir şeydi böyle, boşluk bırakmadan amımı doldurmuştu. Alttan amıma pompalamaya başladığında ben de kucağında hopluyordum. Kelimelere sığmayacak zevk dolu uzun dakikalar yaşıyordum. O sırada oğlan da yanımızda Monika'yı domaltmış sikiyordu...

Franz bir süre sonra içimden yarağını çıkarmadan beni kucaklayıp kalktı. Beni yatağa yatırdı ve tekrar sikmeye devam etti. Bir ara oğlan Monika'yı sikmeyi bırakıp yarağını ağzıma getirdi. Ben de ağzıma alıp somurmaya başladım. Monika'nın amından kalan tadı ağzımdaydı. Monika bize doğru dönmüştü ve bir eliyle oğlanın taşaklarını okşarken bir eliyle de benim memelerimi okşuyordu...

Derken beni siken Franz kasılmaya başladı. Yarağını amımdan çıkardığında Monika hemen eğilip ağzına aldı ve ağzına boşaltıp dölleri yuttu. Franz üstümden kalktı, ama ben daha doymamış gibiydim. Amıma iştahlı iştahlı bakan oğlanın elinden tutup üstüme çektim. Yarağı amıma girdiğinde sanki babasınınki girmiş gibi hissettim, yarakların büyüklükleri aynıydı. Oğlan amımı sikerken dudaklarıma yumuldu. Dilimi somurarak vahşice öpüşmesi çok zevk aldığının göstergesiydi...

10 dakika falan siktikten sonra pozisyon değiştirdik. Oğlan sırtüstü yattı, ben sırtım ona gelecek şekilde üzerine çıktım, yarağını amıma aldım. Bu sefer ben at koşturuyordum. Monika beni sırtüstü oğlanın üzerine yatırdı. Oğlan alttan beni sikerken Monika da klitorisimi okşuyor, beni zevkten kudurtuyor, orgazm üstüne orgazm olmamı sağlıyordu. Oğlanın hırlamalarından boşalmaya yaklaştığı belli olmuştu. Yarağını amımdan çıkardığında Monika hemen tutup ağzına aldı ve dölllerini yuttu...

Biraz dinlendikten sonra sırayla duşumuzu aldık ve oturup sohbet etmeye başladık. Tabii ki sohbet seks üzerineydi. Benden çok etkilenmişlerdi ve kamptan sonra da benimle sikişmek istiyorlardı. Ben de, "Olabilir!" dedim, nerede oturduklarını sordum. Bizden fazla uzak değillermiş, 24 km mesafede oturuyorlarmış. Ben her ihtimale karşı adreslerini ve telefon numaralarını bir kağıda yazdırdım. Onlar iki gün sonra eve gideceklermiş. Onlara, "Belki yarın tekrar sikişebiliriz, ama kocama bağlı, eğer yine içip sızarsa olur!" dedim. Güldük hepimiz.

Sonra ben Franz'a sordum, "Oğlunun karını sikmesine nasıl razı oluyorsun?" diye. O da, "Ben yokken gizlice sikmesinden daha iyi değil mi? Hem böyle üçümüz de daha çok zevk alıyoruz!" dedi. "Haklısın, çok mantıklı!" dedim. Franz, "Bazen başkaları da katılıyor bize, aynı senin gibi mesela. Hayat seksten ibaret!" dedi. Yine hak verdim ve "Ben şimdiye kadar kocamınkinden başka sik görmemiştim!" dedim. Franz şaşırmıştı, "Peki tadı nasılmış?" diye sordu. "İnanılmaz bir sikin var, oğlununki de öyle!" dedim. Franz, "Senin de harika bir amın var, seninle herzaman sikişmek isteriz!" dedi. Bu söyledikleri içimi ısıtmıştı, fakat vakit geç olmuştu, gitsem iyi olacaktı.

Ayağa kalktığımda, vedalaşmak için oğlan kalkıp bana sarıldı. Franz da arkamdan sarıldı ve teşekkür etti. Ben de onlara teşekkür ettim, fakat ikisinin de yarağı kazık gibi olmuştu, biri önümde diğeri arkamdaydı. Monika bana gülümseyerek, "Seni bir daha sikecekler galiba!" dedi. Ben de saate bakıp, "Neden olmasın?" dedim. Biri dudaklarımdan diğeri boynumdan öpmeye başladı. Oğlan dudaklarımı yerken babası da arkamda çömeldi, götümün yanaklarını ayırıp göt deliğimi yalıyordu. Ben de götümü arkaya verip amımı da yalamasını arzuluyordum. Adam yapıyordu sanki ne istediğimi bilircesine...

Oğlan kendini yatağa attı ve yarağını yalamamı istedi. Bu sefer ben domalır vaziyette oğlanın yarağını yalamaya başladım. Babası şimdi beni daha rahat yalıyordu, dilini bir amıma bir götüme sokuyordu. Ben zevkten çıldracak gibiydim. Oğlanın yarağı taş gibiydi, üzerine çıkıp amıma soktum ve hoplamaya başladım. Franz halen götümle meşguldü, götümü parmaklıyordu. Sanki beni götten sikecekmiş gibi bir hisse kapılmıştım. Derken Franz, Monika'nın uzattığı küçük şişeden eline biraz yağ döküp parmaklayarak götüme sürdü. Epey bir parmakladıktan sonra oğluna hareket etmemesini söyledi. Sonra yarağını yavaşca götüme sokmaya başladı. Sonunda tamamını soktu ve bir süre bekledikten sonra yavaşca pompalamaya başladı. Biri amıma biri götüme pompalıyordu. Acısa da zevkten kudurmuştum. Yarım saat kadar sonra biri amıma diğeri de götüme boşaldı...

Duş alıp kendi karavanımıza gittim. Pişman değildim, aksine Alman kadınlarla beni aldatan kocamdan intikamımı aldığım için çok mutluydum.
发布者 ahu003
1 年 前
评论
1
以发表评论
Şanslı Sevda!
回答